Hepimiz, bir kriz ortaya çıktığında doğrudan hayatta kalma moduna geçme eğilimindeyizdir. Ancak kriz döneminde ortaya çıkan belirsizlik, ekip olarak gelişmemize yardımcı olmak için fırsatlar da sunar.
Mevcut yaşamdan örnek vermek gerekirse, COVID-19 dönemini hatırlarsınız. Bir çoğumuz bir belirsizlik duygusu yaşamıştık. Me yapacağımızı bilememiştik. COVID-19 fırtınası tarafından vurulduktan haftalar sonra kendimize gelmeye başlamıştık. Önce çözüm yolları üretmeye başladık. Yaralarımızı sarmamız pek fazla zamanımızı almadı. Ancak ofisler birer hayalet ofise dönüşmüştü. Hepimiz uzaktan, çalışmaya başlamıştık. Ekip olanlar önce bunun sıkıntısını yaşasa da ardından yollarına kaldıkları yerden devam etme başarısını gösterebilmişlerdi.
Kendimizi fırtınanın ortasında bulduğumuzda ilk tepkimiz “Şimdi ne yapacağız?” oldu.
Fırtınalar sıklıkla karşılaşılan bir şey değildir. Eğer bir denizciyseniz fırtına çıkacağını anladığınızda en yakın limana sığınıp fırtınanın geçmesini bekleyebilirsiniz. Fırtınalar aylarca sürmez. Ama bazı krizler uzun sürebilir.
Benzer bir dönmedeyiz. Ülkemize yaşanan ekonomik kriz ve Orta Doğu Savaşları. Gayrimenkul sektörünü her yönden çok olumsuz bir şekilde etkiledi. Gelirler düştü. Ofisler ayakta kalmak için büyük çabalar sarf ediyor. Kapanan ofis sayısı hiç bu kadar artmamıştı.
Bazı ofis ve markalar kendini ve işini optimize ederek bu fırtınayı atlatmak için elinden gelenin en iyisini yapmak için var gücüyle çalışıyor.
Bu zor dönem hayatımızı fazlasıyla olumsuz yönde değiştirdi. Sahip olduğumuzu birçok alışkanlığı bırakıp yeni alışkanlıklar öğrenmek zorunda kaldık. Kendimizi geliştirdik ve yeni şartlara uyum sağlamaya çalışıyoruz.
Kendimize ve işimize yardımcı olacak doğru stratejiler ve önlemlerle bu zor dönemden çok daha güçlü çıkabilmek için elimizden gelenin en iyisini yapmak durumundayız.
Bu zor zamanlarda kontrol edebileceğiniz şeylere odaklanmak, ekip ruhunu koruyabilmek, yeni yollar aramak ve bulmak ekip çalışmaları ile sağlanabilir.
Hayatınızı Değiştirecek Denklem
Neden, Etkiden daha büyüktür. Bu nedenle N > E olarak bir denklem yazabiliriz. Bu denklemi anlamak ve kullanmak sizin günlük yaşamınızda önemli bir dönüşüme neden olabilir.
Herhangi bir anda, ya neden ya da etki içinde oluruz.
Neden; hayatımızda başımıza gelen her şey için sorumluluk almak ve/veya içinde bulunduğumuz durumun bir şekilde daha derin bir amaca hizmet edebileceğini anlayabilme becerisidir.
Etki, başımıza gelen her şey için başka bir kişiyi, pandemiyi veya ekonomik koşulları, dış bir gücü suçladığımız zamandır. Muhtemelen şu anda Facebook paylaşımlarından da anlayabileceğimiz gibi, herkes bir etki zihniyeti içinde!
Bu denklem, nedenler ve etkileri üzerine olan bir denklemdir. Ancak başarılı insanlar ve ekipler her zaman sonuçlar üzerine odaklanırlar.
Bir gayrimenkul ekibi olarak, şu anda kendi sonuçlarınızın etkisinde olmanız son derece doğal. Ancak kendiniz, işiniz ve ekibiniz için yapmanız gereken şey nedenleri anlamak olmalıdır.
Nedenleri anlamaya ve nedenlerin üzerine gitmeye başladığınızda karşınıza sayısız fırsatlar çıkmaya başlar.
Tanıdığınız birçok insanın sonuçlardan sürekli şikayet ettiğine ve endişe duyduğuna tanık olabilirisiniz. Hatta, bu tutumda olan insanların yalnız olmadığını, yanlarında bolca aynı tutumda olan insanlar olduğunu da fark edebilirsiniz.
Nedenleri anlamaya çabalamak ve üzerine gitmek sizi sadece kişisel olarak değil, aynı zamanda profesyonel olarak da mükemmel yapacaktır.
Tepkileriniz Ekibinizi Nasıl Güçlendirir?
Şu anda, ekip liderlerinin bir olaya tepki verme şekillerinin nasıl olduğunu anlamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
O + T = Ç formülü;
Meydana gelen bir Olaya verdiğiniz Tepkinin hangi Çıktıyı ortaya koyduğunu ifade eder.
Çevremizdeki olaylara baktığımızda çıktının tamamen olaydan kaynaklandığını düşünürüz. Ama bu aslında doğru değildir. Çıktı, olayın kendisinden ziyade olaya verilen Tepki tarafından şekilenir.
Eğer bir ekibe liderlik yapıyorsanız, sizin tepkileriniz, ekibinizdeki insanların nasıl tepki verdiğini belirler. Bir lider olarak kendinize sıklıkla “Ekibime nasıl tepkiler vererek liderlik tutumu gösteriyorum?” diye sormanızda önemli bir fayda vardır.
Bu denklemin gücü, çıktı olarak odaklandığımız şeydir. Yönettiğimiz ekibe veya takıma karşı duyarlıysak, ulaşmak istediğimiz çıktılara odaklanmamız gerekir.
Optimum bir zihniyette olamazsak, duyarlı değilizdir. Tepkisel davranıyoruzdur. Tepkisellik, duyarlı olduğumuzda hissedeceğiniz rahatlık ve sakinlik yerine, kararlarınızın korku, stres ve olumsuzluğa odaklandığı anlamına gelir.
Hayatta çıktılara odaklanma becerinizi kaybederseniz, sahip olduğunuz tüm gücü kaybedersiniz.
Ekip Olarak Odağınızı Doğru Belirleyin
Tüm korku ve endişe, istemediğimiz şeylere odaklanmaktan ve bunları geleceğe taşımaktan kaynaklanır.
Yarın ne olacağına dair her türlü tahmini yapabiliriz. Haberleri izleyebilir veya sosyal medyada komplo teorilerini okuyabiliriz. Ama günün sonunda hiçbirimiz yarın ne olacağını bilemeyiz.
Kafanızda bir şeyler yaratacaksanız, bunun sevdiğiniz ve sizi iyi hissettiren bir şey olmasını tercih etmelisiniz.
Unutmayın, beynimiz gelişmek için değil, hayatta kalmak için bize hizmet ediyor. Beynimiz bizi korumak adına, bize sürekli olarak konfor alanımızda kalmamızı telkin ediyor. Bu nedenle cesaretimizi çoğu zaman kaybedip kendimizi hayatın yuvarla gitsin akışına bırakıyoruz. Bu durumda hayat ve başkaları bizi nereye çekiyorsa, o yöne doğru gidiyoruz. Kendimizin değil, başkalarının hayallerinin bir parçası oluyoruz.
Şu anda bir ekip olarak soluklanıp korkularınızı yenebilmeniz gerekiyor. Ekibinizle birlikte sahip olmak istediğiniz geleceği mücadele ederek yaratmaya başlamalısınız. Bunu başarmanın en kolay ve doğru yolu ise odağınızı belirlemekten geçer. Odağınız olumlu ve sorumlu bir odak olmak durumundadır.
Bu haftalık da bu kadar.
Hepinize bol kazançlı bir hafta diliyorum.
Güven AÇIK