Güven AÇIK-MENTOR

Güven AÇIK-MENTOR

Gayrimenkul sektöründe edinmiş olduğum 21 yıllık deneyim ve bilgi birikimimi, Blog yazılarımla sizlerle paylaşıyorum.

Başarının Sırrı Tutumlar

Gayrimenkul sektörüne giren herkes başarılı olmak için çalışıyor.

Sektörde başarıyı yakalamak önce gelir artışı daha sonra ün ve ardından mutluluk sağlıyor.

Ancak gayrimenkul sektöründe istikrarlı bir başarı yakalamak pek de mümkün değil. Birçok danışman mesleğinde inişli çıkışlı bir grafik gösteriyor. Bu oran % 80. Geri kalan % 20 ise başarı grafiğini sürekli ya aynı düzeyde tutuyor ya da yukarı doğru yükselen bir ivme ile artırarak meslek hayatına devam ediyor.

Peki bu % 20 lik grubun sırrı ne?

Evet, gayrimenkul sektörü bireysel başarının çok ön planda olduğu bir meslek. Dışarıdan bakıldığında Takım Oyunu gibi görünse de çoğunlukla her koyun kendi bacağından asılıyor.

Bu nedenle yaşanan sorunlar, karşılaşılan engeller, zorlu alıcı ve satıcılar gayrimenkul danışmanını yıpratıyor.

Bu psikolojik mücadeleyi kazananların ortak tek bir özelliği var;

TUTUMLAR

Kişinin tutumu başarıyı sağlayan önemli bir özellik.

Tutum ilk bakışta size davranış biçimi, bir şeyi yapma biçimi anlamına gelebilir. Ancak, tutumları biraz daha ayrıntılı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tutumlar aslında birbirini besleyen zihinsel bir çevrimdir. Bu çevrimi doğru yöneterek başarılı olmak veya olmamak tamamen kişinin seçimleri ile ilgilidir. Tutumlarınızı sevgi ve disiplinle yönetmeyi öğrenmeye başladığınızda, hayatınızdaki her şey, gece ile gündüz arasındaki fark gibi kendini gösterir.

Tutumlarınızı yönetemiyorsanız yaşam bir “Yuvarla Gitsin” den öteye geçmez. Tutumlarınızı yönetmek, yaşam kaliteniz için sizden yüzde yüz sorumluluk almayı bekler. Bu sorumluluğu almıyorsanız, zaten nereye doğru gittiğinizin de bir önemi yoktur.

Tutumlarımızın başlangıç noktası DÜŞÜNCE ’dir. Ne düşündüğümüz tutumlarımızı yönetme açısından önemlidir. Düşündüklerimizin kalitesi aldığımız sonuçların kalitesini belirler. Eğer olumlu, kaliteli, düzgün ve doğru şeyler düşünüyorsak, sonuçlarda bunu yansıtacaktır. Eğer bunun aksine olumsuz, kalitesiz, düzgün ve doğru şeyleri düşünmüyorsak elde edeceğimiz sonuçlarda bunun aynısı olacaktır.

Zihnimizde kendi tercihimizle seçtiğimiz ve düşündüğümüz şeyler aslında bizim gerçeğimizi oluşturur. Düşüncelerimizi yönetmek bizim elimizdedir. Düşünceleri seçme becerisi sadece insanlara özgü bir yetenektir. Bu özelliğimiz bizi diğer canlı türlerinden ayırır.

Ancak bu özelliği doğru kullanıp kullanmamak bizim seçimimizdir. Doğru şeyleri düşünmeyi tercih ederek yaşam kalitemizi artırabiliriz. Bunu başarabilmek için sahip olmamamız gereken tek şey, yüksek derecede anın farkındalığı ve düşüncelerimizin kalitesinden emin olmaktır.

Ne düşünüyorsak gerçek anlamda O oluruz. Düşünceler daha sonra duyguları tetikler. Duygular da insanın harekete geçmesini sağlar. Eylemler ise zaman içinde bizim davranış kalıplarımıza dönüşür. Belli bir süre tekrar ettiğimiz davranışlarımız bir süre sonra alışkanlığa dönüşür. Sahip olduğumuz alışkanlıklar da zamanla otomatik pilot dediğimiz sistem tarafından benimsenir ve farkında olmadığımız doğal kalıplara ya da diğer bir adla “Öğrenilmiş Çaresizlik” e dönüşebilir.

Bazı insanlar düşündükleri gibi davranmazlar. Bu aslında kişinin kendini kandırmasından başka bir şey değildir.

Bunun diğer adı samimiyetsizlik, içi dışı bir olmamaktır. Samimiyetsizlik önerilecek ve uygulanması arzu edilecek bir davranış biçimi değildir. Kişinin düşündüğünü aynı şekilde ortaya koyması mertlik, samimiyet ve içtenlik göstergesidir. Bunu başaranlar yaşamlarında istedikleri yerlere çabucak ulaşabilirler.

Sürekli tekrar eden davranış kalıpları ise zamanla alışkanlığa dönüşür. Bu alışkanlıklar ise davranışların getirdiği sonuçların izlenmesi ile bu düşüncenin pekişmesini sağlar. Kişinin düşüncesine olan inancı her deneyim sonunda güçlenir.

Alışkanlıklar kişinin düşüncesine olan inancının derinleşmesini, kökleşmesini sağlar. Bu inançlar da düşünceleri güçlendirir. Bu çevrim zamanla kişinin tutumu olmaya başlar. Tutumları fark etmek ve değiştirmek ancak tek bir yolla olur. Düşünceleri sevgi, disiplin ve kararlılıkla yöneterek.

Düşünceleri yönetmek bizim elimizdedir. Yaşamda hayallerimize ulaşabilmenin anahtarı tutumları yönetebilmekten geçer. Aşağıda bu anlatımı özetleyen küçük bir çizim göreceksiniz.

İnsan yaşamında başarının anahtarı olan temel dört adet tutum vardır.

OLUMLU TUTUM:

Hangi durumda olursanız olun, içinde bulunduğunuz duruma olumlu yönden bakabilmektir. Daha bilindik tanımı ile “Bardağın dolu tarafına bakmak” diyebiliriz. Her zorluğun veya olumsuzluğun içindeki olumlu yönü görmek ve olumlu düşünebilmektir. Bazen içinde bulunduğumuz şartlar beklentilerimizden çok daha düşük veya zorlayıcı olabilir. Bu gibi durumlarda hiç zaman kaybetmeden eyleme geçmek gere- kir. Eyleme geçerken olumlu bir yaklaşım sergilememiz en doğru davranış olacaktır. İçinde bulunduğumuz duruma olumlu ve çözüm odaklı yaklaşmak, bizi başarmak istediğimiz sonuca daha çabuk yaklaştıracaktır.

OLUMSUZ TUTUM:

İçinde bulunduğu durumun kötü yanlarını görmek ve bundan şikayet eden bir tutum sergilemektir. Yani “bardağın boş tarafına bakmak” diyebiliriz. Olumsuz yaklaşım ve düşünce, ister istemez olumsuz davranışları da beraberinde getirecektir. Çünkü insan beyni elektro manyetik bir enerji kaynağı olduğu için, olumsuz düşünceler ister istemez olumsuz davranışları kendine çekecektir. Bu tür insanlar sürekli olarak olumsuzlukları, kırmızı ışıkları ve kötülükleri görürler. Yaşamları olumsuzluklardan ibaret olur. Çünkü sürekli olumsuz düşünmek, onların yaşamı haline dönüşür. Bu tutum oldukça tehlikelidir. Bu tutum içinde olanlardan uzak durmak faydalıdır. Olumsuz düşünceyi seçmek bir tercihtir. Fakat sonuçları hiç de iyi olmayacaktır. Olumsuz tutum içinde olanlar sabahtan akşama kötü giden ne varsa, tellallığını yaparlar. Ağızlarından iyi bir söz dahi duyamazsınız.

SORUMLU TUTUM:

Bu tutumu sergileyenler hangi durum içinde olurlarsa olsunlar, sorumluluk almaya ve bunu yerine getirmeye hazır olan insanlardır. Yani gideceklere yere onları götürecek olan otobüsün şoför koltuğunda olmayı severler. Yaşamlarının %100 sorumluluğunu üzerlerine alırlar. Sorumlulukları için ne yapmaları gerekiyorsa bunu derhal, çekinmeden yaparlar. Yaşamlarında başlarına gelen her şeyden kendilerinin sorumlu olduğunu bilir ve buna göre davranırlar. İşlerinin gerektirdiği tüm sorumluluğun bilincindedirler. Her yerde, her zaman sorumluluk almayı ve bunu yerine getirmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Onları bu sorumlulukları konusunda uyarmak gerekmez. Hatta bazen başkalarının da sorumluluğunu üzerlerine almaktan memnunluk duyan kişilerdir.

SORUMSUZ TUTUM:

Bu tutum sorumlu tutumun tam tersi bir tutumdur. Hangi durumda olursa olsun sorumluluk almaz. Hep başkaları sorumluluk alsın ister. Fakat bunun yanında, özgür olmak ister. Yani istediği her şeyi yapabilsin ama hiçbir şekilde yaptıklarından sorumlu olmasın. Özgür olmanın getireceği bedeli veya sorumluluğu almak istemez. Bu bedeli başkalarına fatura eder. Örneğin ofisteki çayı içmesini bilir ama bir gün olsun ben çay demleyeyim demez. Hep başkasının bir şeyler yapmasını bekler. Onun adına annesi babası yapsın, kocası yapsın, müdürü yapsın. Bu tutum başarısızlığın ve hayatı ıskalamanın diğer adıdır. Bu tür insanlardan uzak durun ve eğer böyle bir tutum içindeyseniz derhal ama derhal bırakın.

Bu tutumların kobinasyonlarını günlük hayatta sıklıkla görürüz. Bu tutum kombinasyonları;

1) Olumsuz ve sorumsuz tutum

2) Olumsuz ama sorumlu tutum

3) Olumlu ama sorumsuz tutum

4) Olumlu ve sorumlu tutum

 

1) OLUMSUZ VE SORUMSUZ TUTUM:

Bu tutumlar içinde en tehlikeli ve uzakta durulması gereken tutumdur. Hem olumsuz hem de sorumsuz tutumun birlikte görüldüğü tiptir. Bu tutumu sergileyenlerden kesinlikle uzak durun. Eğer evliyseniz boşanın. Beraber çalışıyorsanız, bu arkadaşla olan bağınızı kesin. Ofisinizde varsa hemen işten çıkartın. Bir çürük elma diğerlerini de çürütecektir. Çürük elmanızı bulup sepetten ayırın. Diğerlerine bulaşmasın. Bu tutumda olanlar bir taraftan olumsuzlukları anlatırken diğer taraftan da hiçbir şey yapmayanlardır. Bunlardan hiçbir fayda beklemeyin. Bir kötü özelliği ise bulaşıcı olmasıdır. Size bulaşırsa yandınız demektir.

2) OLUMSUZ AMA SORUMLU TUTUM:

Bir başka tehlikeli tutum ise olumsuz tutumla birlikte sorumlu tutumdur. Bu tutumun tehlikeli tarafı olumsuz görüşlerini eyleme dökme becerisidir. Daha da kötüsü olumsuzluğunu her yere bulaştırır. Bir yerden bir başka yere taşır. Herkese anlatır ve insanların canını sıkar. Nereye gitse olumsuzluk senaryolarını anlatır. Moral bozar ve çalışanların hevesini, arzusunu yok eder. Devamlı hareket halinde olduğu için de daha fazla insanı etkisinde bırakır. Kısacası bunlara “Felaket Tellali” demek daha doğru olur. Tehlikeli bir bulaşıcı hastalık gibi ortalıkta dolaşır. Görüldüğü yerde imha edilmelidir. Aksi halde çevresini atalete ve başarısızlığa doğru sürükler. Bu tutum sonunda ekibin ve işletmenin sonunu hazırlar.

3) OLUMLU AMA SORUMSUZ TUTUM:

Olumlu tutumla birlikte sorumsuz tutumdur. Bu tutumda olanlar neyin doğru ve yapılması gerektiğini bilenlerdir. Her şeyi bilirler. Hiçbir şey yapmazlar. Bu tutumda olanlara sandalye filozofu adı verilir. Bunlar her şeyi bilirler ama hadi sen yap dendiğinde hiçbir şey yapmazlar. Hatta şöyle cevap verebilirler “Bu benim işim değil ki.” Bu gruptaki tutumlardan da fayda beklemeyin. Sadece havanda su döverler, sabahtan akşama mesleği kurtarırlar, ülkeyi kurtarırlar ama kendilerini kurtaramayıp sadece yerlerinde sayarlar. Bu tutumun da kimseye bir faydası olduğu görülmemiştir. Bu tür tutuma sahip olanlardan uzakta durun. Bu grup her konuda konuşur ve iyi konuşur ama hiçbir eylem göremezsiniz. Konuşurken mangalda kül bırakmazken, sonuçlara baktığınızda, ortada laf ebeliğinden başka bir şey yoktur.

4) OLUMLU VE SORUMLU TUTUM:

Başarılı ofislerin çalışanlarında ise çok bariz olarak olumlu ve sorumlu tutumu görürsünüz. Onlar felaket senaryoları ile zaman kaybetmezler. Onlar konuşmak yerine sorumluluk alıp derhal eyleme geçmeyi tercih ederler.

Bu tutumda olanlar -YAPMADAN bilmenin, BİLMEK olmadığının farkındadırlar— Bu tutum hem bireye hem de çalışma arkadaşlarına fayda ve güç sağlar. Çalışma isteğini ve arzusunu kamçılar.

Ofiste bu tutumda olan çalışanları desteklemek gerekir. Olumlu Sorumlu tutuma sahip çalışanları korumak, gözetmek orta ve uzun vadede ofise çok büyük katma değer kazandırır.

Bu tutumla çalışanlar kısa zamanda hem kazanmaya başlarlar hem de başarılı olurlar. Hangi meslekte olursanız olun, olumlu ve sorumlu tutumda olmak sizi daima hedefinize taşır. Şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, bu tutumdaki kişi hep olumlu yönde bakıp mücadelesine devam eder. Sonunda kazanacağından emindir. Yine bu tutuma sahip bir çalışan başkalarını suçlamaz, bahaneler uydurmaz. Hayatta ne yaparsa kendine yaptığını bilir ve sorumluluğunu alır.

Yaşadığı hayatın kalitesi kendi düşünce, seçim ve davranışlarının kalitesine bağlıdır. Bu tutumda olanların dünyalarında başarısızlık yoktur. Sadece istemedikleri sonuçlar, geri bilgiler vardır. Arzu ettikleri sonuca ulaşana kadar farklı yöntemler uygulamaya, yaratıcı olmaya, kendilerini geliştirmeye bıkmadan devam ederler. Bilirler ki sonunda kendileri kazanacaklardır. Bu tutumda olup ta kaybedene hiç rastlanmamıştır.

Çok kazanan gayrimenkul danışmanlarının başarı öykülerinin arkasında Olumlu ve Sorumlu tutum yatar. Her başarılı insanın doğasında bu tutuma mutlaka karşılaşırsınız. Başarıya giden yol, bu yoldur. Olumlu ve sorumlu tutum yolu. Bu yolu seçerseniz başarılı olmanız garanti altındadır. Hiç korkmayın başarıya ulaşmanız an meselesidir.

Başarılı insanların biyografilerini okuduğunuzda bu tutumu hep görürsünüz. İçinde bulundukları durum ne olursa olsun, olumlu yönden bakmışlardır. Olumsuzluklara karşı kulaklarını tıkmışlardır. Vazgeçmemişlerdir. Hep bir mücadele içinde olmuşlardır. Aynı zamanda başkalarından hiçbir şey beklememiş, şartlar ne olursa olsun sorumluluklarını alıp yapabileceklerinin en iyisini yapmışlardır. Başarılı olana kadar, sürekli yeni bir şeyler denemişlerdir. Bu tutum onların herkes tarafından tanınmalarına, zengin olmalarına ve sevilip saygı duyulmalarına neden olmuştur.

Her başarının arkasında olumlu ve sorumlu tutum vardır…

Başarılar diliyorum.

Güven AÇIK

Facebook
Twitter
LinkedIn

Okuyabileceğiniz Diğer Blog Yazılarımız

Neden Dijital Pazarlama

Günümüz gayrimenkul pazarı tam anlamı ile “Alıcı Pazarı”. Gayrimenkul danışmanı hangi pazarlama yöntemlerini kullanmalı?

Gayrimenkulde Zorluklarla Mücadele

Birçok danışman arkadaşımdan duymuşumdur. Alıcı hizmet bedelini öderken hep bir sitemde bulunur “Ne kadar kolay para kazanıyorsunuz!” Sizce doğru mu?

Visits: 47